Camera Obscura’nın tarihi gelişimi ile ilgili ilk yazım tarih öncesinden Rönesans dönemine kadar Camera Obscura ile ilgili bilgileri içeriyordu. Rönesans, insanlık tarihinde sanat, bilim ve felsefenin yeniden doğuşuna tanıklık eden bir dönemdir. Rönesans döneminde Camera Obscura gibi araçlar hem bilimsel buluşların hem de sanatsal gelişmelerin önünü açmıştır. Peki bu dönemde Camera Obscura’nın bu denli önemli olmasının ardındaki nedenler nelerdir? Bu yazımda Rönesans döneminde Camera Obscura ile ilgili gelişmeleri anlatacağım.
Rönesans Dönemi
Rönesans, 14. yüzyılın sonlarından 17. yüzyılın başlarına kadar süren, Avrupa’da kültürel, sanatsal ve bilimsel anlamda büyük bir dönüşüm dönemidir. “Yeniden doğuş” anlamına gelen bu dönem, Antik Yunan ve Roma’nın klasik mirasını yeniden keşfetme ve geliştirme çabalarıyla biçimlenmiştir.
İnsan odaklı düşüncenin (Hümanizm) ön planda olduğu bu çağda, sanat ve bilim el ele ilerlemiş; Leonardo da Vinci, Michelangelo, Raphael gibi sanatçılar ve Galileo Galilei ile Copernicus gibi bilim insanları tarihe damga vurmuştur.
Rönesans, perspektifin sanata kazandırılması, bilimde deney ve gözleme dayalı yöntemlerin geliştirilmesi ve matbaanın icadı gibi yeniliklerle çağdaş dünyanın temellerini atmıştır.
Rönesans Döneminde Camera Obscura
Rönesans dönemi boyunca Camera Obscura yaygın biçimde kullanılır. Optik bilimin gelişimi ile birlikte Camera Obscura’nın gelişimi de sürer. Böylece, optik teleskoplar ve mikroskoplar için esin kaynağı olur.
Leonardo da Vinci
Leonardo da Vinci (1452-1519), İtalyan Rönesans dönemi sanatçısı, bilim adamı, mucit ve yazarıdır. Doğa, insan anatomisi ve teknoloji konularında yaptığı çalışmalarla tanınır.
Rönesans’ın en büyük sanatçılarından biri olan Leonardo da Vinci, İbn-i Heysem’in çalışmalarını Latince çevirilerinden bilir. Optik ve insan görüşü üzerine yoğun araştırmalar yapar. Ardından, aynalı Camera Obscura’nın bilinen en eski tanımına 1502’de yazdığı bir defterde yer verir. Bu notları, Atlantik El Yazması veya Atlantik Kitabı (Latince: Codex Atlanticus) adlı yapıtında yayınlanır. Bu el yazması kitapta Leonardo da Vinci şu açıklamaya yer verir.
Bir binanın veya bir yerin veya bir alanın bir yanı güneş ışınlarıyla aydınlanırsa ve buna bakan bir binada, doğrudan güneş ışığı almayan bir odanın duvarına küçük bir delik açılırsa, güneş ışınlarıyla aydınlanan tüm nesnelerin görüntüsü bu açıklıktan yansır. O nesneler karşı duvarda baş aşağı olarak görünürler. Bu görüntüleri, o açıklığın çok uzağında olmayan, odaya dikey olarak yerleştirilmiş beyaz bir kağıt parçası üzerinde yakalarsınız.
Yukarıda belirtilen tüm nesneleri bu kayıt üzerindeki doğal biçimlerinde veya renklerinde görürsünüz. Ancak, ışınların o açıklıkta kesişmesi nedeniyle daha küçük ve baş aşağı görüneceklerdir. Bu görüntüler, güneşin aydınlattığı bir yerden geliyorsa, kağıt üzerinde oldukları gibi renkli görüneceklerdir. Kağıt çok ince olmalı ve ona arkadan bakmalısınız.
Bu açıklamalar, Venturi onları çözüp, 1797’de yayınlayana kadar anlaşılmamıştır.

Leonardo da Vinci, yıllar boyunca defterlerinde 270 kadar Camera Obscura çizimi yapar. Ayrı açıklık biçimleri ve boyutlarıyla ve çokluk açıklıklarla ilgili deneyler yapar. İnsan gözünün işleyişini Camera Obscura ile karşılaştırır. Gözün optiğin temel ilkelerini gösterme özelliğini ilginç bulur.
Gemma Frisius
Gemma Frisius, 16. yüzyılda yaşamış bir Flaman matematikçi, astronom ve haritacıdır. Camera Obscura’nın, Frisius’un çalışmaları arasında önemli bir yeri vardır. 1545 yılında yazdığı Astronomik ve Geometrik Olarak Işığın İletimi (Latince: De Radio Astronomica et Geometrica) adlı kitabında 24 Ocak 1544’te gerçekleşen güneş tutulmasını Camera Obscura kullanarak nasıl incelediğini açıklar ve görsel olarak sunar.
Frisius, Camera Obscura’yı kullanarak güneşin yüksekliğini ölçer. Sonra, bu ölçümleri kullanarak yerel enlem ve boylamı belirler. Böylece bulunduğu yerin haritasını hazırlamak için gerekli matematiksel hesaplamaları yapar.

Gerolamo Cardano
Gerolamo Cardano (1501-1576), 16. yüzyılda İtalya’da yaşamış bir matematikçi, fizikçi, astrolog ve filozoftur. 1550’de yazdığı İncelik Üzerine (Latince: De subtilitate) adlı kitabında bir Camera Obscura’nın içinde cam bir diskten söz eder. Bu, olasılıkla bir çift tümsekli mercektir (Bikonveks lens). Kitabında, insanların gün doğumunda sokaklarında neler olduğunu görmek için bu aracı kullanabileceğini anlatır. Renklerin kötü görünmemesi için görüntünün beyaz bir kağıda yansıtılması gerektiğini önerir. Cardano, ayrıca trigonometrik problemlerin çözümü için de bu aracı kullanmıştır.
Francesco Maurolico
Francesco Maurolico (1494-1575), 16. yüzyılda İtalya’da yaşamış Sicilyalı bir matematikçi, astronom ve optikçidir. Işık ve Gölgenin Fotizmi (Latince: Photismi de lumine et umbra) adlı bir inceleme yazar. Bunda Aristoteles’in, bir güneş tutulması sırasında, dikdörtgen deliklerden sızan güneş ışınlarının nasıl dairesel ve hilâl biçiminde ışık konileri oluşturduğuna ilişkin sorusuna yanıt verir. Ancak, bu yapıtı, Johannes Kepler’in kendi bulgularını paylaştıktan sonrasında, 1611’de yayınlanır. Maurolico, Camera Obscura’yı kullanarak güneş lekelerini gözlemler ve güneşin dönüşünü hesaplar. Ayrıca, Camera Obscura’yı kullanarak birçok geometrik problemin çözümünü de bulur.
Giambattista della Porta
Giambattista della Porta (Giovanni Battista Della Porta, 1525-1615), 16. yüzyılda yaşamış bir İtalyan bilim insanı ve yazarıdır. 1558’de yayınlanan Doğanın Büyüsü (Latince: Magia Naturalis) adlı çalışmasının ilk baskısında Camera Obscura’nın tanımını yapar. Ona “Karanlık bir oda” anlamına gelen “Obscurum Cubiculum” adını verir. Yapıtında dışbükey bir mercek kullanarak görüntüyü bir kağıda aktarmayı önerir. Ayrıca, insanların Camera Obscura’yı bir resim aracı dışında, gözlem ve bilimsel çalışmalarda kullanabileceğini yazar.
İnsan gözünü Camera Obscura ile karşılaştırır. Böylece Camera Obscura’da görüntü oluşumunun, insan gözünde görüntünün oluşumuyla benzer olduğunu ortaya koyar. Della Porta’nın kitaplarının beğenilmesi Camera Obscura’ya ilişkin bilginin yayılmasını sağlar.
Della Porta, 1589 yılında Doğanın Büyüsü çalışmasının ikinci baskısında Camera Obscura’nın içinde bir merceksi kristal veya dışbükey mercek kullanılmasını önerir. Ayrıca, Camera Obscura’nın beyaz kağıt üzerine istenen diğer herhangi bir görüntüyü düşürmek için nasıl kullanılabileceğini anlatır. Della Porta, sıklıkla arkadaş çevresine de Camera Obscura ile gösteriler düzenler. Arkadaşları bu gösterilere hayran kalırlar. Ancak, Della Porta’nın onların yalnızca bir optik illüzyon olduğunu anlatmasına karşın, ona inanmazlar.
Daniele Barbaro
Daniele Barbaro (1513-1570), Venedikli bir soylu, diplomat, öğretmen, filozof, sanat tarihçisi ve bilim insanıdır. Barbaro, Camera Obscura’yı optik araştırmalarında kullanır. 1567’de Perspektif Uygulaması (İtalyanca: La Pratica della Perspettiva) adlı yapıtını yazar. Yapıtında, insanların dışbükey bir merceğin bulunduğu Camera Obscura’yı nasıl perspektif çizimlerinde kullanabileceğini anlatır. Ortada dairesel bir alan bırakacak biçimde merceğin olabildiğince kapatılmasının görüntüyü daha belirgin yapabileceğini anlatır.

Fridericus Risnerus
Fridericus Risnerus (Almanca: Friedrich Risner, 1533-1580) bir Alman matematikçi ve astronomdur. Risnerus, matematik ve astronomi alanında birçok önemli kitap yazmıştır. En önemli yapıtı 1572’de yazdığı Optik Hazinesi’dir (Latince: Opticae thesauru). Risnerus, bu kitabında İbn-i Heysem ve Erazmus Ciolek Witelo gibi optik alanında uzman diğer kişilerin yapıtlarını Latince dilinde, titiz bir biçimde inceler. Ayrıca Risnerus, Camera Obscura’nın taşınabilir bir çizim aracı olabileceğini söyleyen ilk kişidir. Risnerus’a göre, hafif, ahşaptan, dört duvarı ve mercekleri olan bu Camera Obscura, ortasındaki kağıttan bir kübe çevrenin görüntülerini aktarır. Bu yapıyı insanlar iki ahşap sırıkla taşır.
Ignazio Danti
Ignazio Danti (1536-1586), bir İtalyan matematikçi, astronom ve haritacıdır. 1575 yılında Danti, Floransa’daki Santa Maria Novella Bazilikası için bir Camera Obscura içeren bir güneş saati ve bir meridyen çizgisi tasarlar. Daha sonra Bologna’daki San Petranio Bazilikası için de büyük bir güneş saati tasarlar.
İnsanlar, güneş saati aracılığıyla yıl içinde güneşin hareketlerini inceler ve 1582’de Papa 13. Gregorius’un atadığı, Danti’nin de yer aldığı alt kurul da kabul edilen Gregoryen takvimi oluşur.
Giambattista Benedetti
Giambattista Benedetti (1530-1590), Venedikli bir bilim insanı, matematikçi, fizikçi ve filozoftur. Benedetti, bir Camera Obscura’da görüntüyü dik olarak yansıtmak için 45 derecelik açıda bir ayna kullanmayı önerir. Bu öneri daha sonraki Camera Obscura’larda sıklıkla kullanılır.
Michelangelo Merisi da Caravaggio
Michelangelo Merisi da Caravaggio (Michele Angelo Merigi da Caravaggio, 1571-1610), ünlü bir İtalyan ressamdır. Çalışmalarında insanın fiziksel ve duygusal olarak çok gerçekçi görüntülerini yakalamıştır. Işığı çok etkili bir biçimde kullanan ressam, Barok resmine de önemli bir esin kaynağı olur. Caravaggio’nun yaşadığı dönemde birçok kişi Camera Obscura ile deneyler yapmaktadır.Bunlardan bazılarıyla Caravaggio’nun doğrudan olmasa da dolaylı bağlantısı olduğu bilinir; ona destek olan Cardinal Del Monte ile Venetikli soylu Daniele Barbaro arasındaki bağlantı gibi.
Titian (Tiziano Vecellio, 1490-1576), 1545’te Daniele Barbaro’nun bir portresini çizer. Bu küçük resimde Hockney, Camera Obscura teknolojisinin kullanımına ilişkin izler bulur. Bu portreden on yıl sonra ressamları Camera Obscura’yı resimlerinde kullanması yönünde yüreklendirecektir. Titian büyük bir ressam olduğundan, Camera Obscura’ya gereksinim duymaz. Yani, onu kullandıysa bile nadiren kullanmıştır.
Titian, 1549’da Venedik’te bir vaftiz törenine gider. Bu tören ileride Caravaggio’nun destekçisi olacak Cardinal Del Monte içindir. Titian’ın Del Monte’nin babasının arkadaşı olduğu anlaşılmaktadır. Yani, Barbaro Titian’ı, Titian ise Del Monte’nin babasını, Del Monte ise Caravaggio’yu tanır. Dolayısıyla Caravaggio’nun çevresi optik ile ilgili bilgisi olan insanlarla çevrilidir. Destekçisi Kardinal Del Monte, ayrıca Della Porta’nın çalışmalarını da bilir. Öyle ki kardinalin erkek kardeşi Guidobaldo, Venedikli Giacoma Contarini’yi tanır. Contarini ise Della Porta’nın Venedik’te yaptığı yeni Camera Obscrua’yı gözden geçiren kişidir.
Caravaggio’nun Camera Obscura kullanıp kullanmadığı konusunda kesin bir kanıt yoktur. Bu konuda tartışmalar sürmektedir. Ancak, bazı sanat tarihçileri, resimlerinde gölgelerin gerçekçi bir biçimde gösterilmesinde Camera Obscura’nın etkili olduğuna inanır. Özellikle ışık ve gölgelerin yoğun olarak kullanıldığı yapıtlarında, Camera Obscura’nın etkisi olduğunu düşünürler.
Bazı sanat tarihçileri ise, Caravaggio’nun yalnızca gözlem yoluyla gölgeler yaratmayı başardığını söyler. Bu yüzden onlara göre öyle bir araca gereksinim duymamıştır. Caravaggio’nun Camera Obscura kullanmadığını düşünen sanat tarihçileri onun Işık Gölge (İtalyanca: Chiaroscuro) adı verilen bir tekniği kullandığını savunur. Bu tekniğin adı, tüm resmi etkileyen, karanlık ve aydınlığın oluşturduğu vurgulanmış zıtlıklar için kullanılır.
Sonuç
Rönesans dönemi Camera Obscura, bilim ve sanat dünyasında tam anlamıyla parlamıştır. Leonardo da Vinci’nin not defterlerinden Giambattista della Porta’nın yapıtlarına kadar uzanan bu süreçte, Camera Obscura, bir gözlem ve yaratım aracı olarak eşsiz bir rol üstlenmiştir. Bu optik cihaz, perspektif anlayışının gelişmesine öncülük ederken, ışık ve görüntü teorilerinin anlaşılmasına da katkı sağlamıştır. Rönesans’ın büyük dehaları, Camera Obscura’yı yalnızca bir araç değil, aynı zamanda bir esin kaynağı olarak benimsemiştir.
Bir sonraki yazımda 17. yüzyıldan günümüze Camera Obscura ile ilgili gelişmeleri inceleyeceğim.
Peki, siz bu dönemde Camera Obscura’nın sanat ve bilim üzerindeki etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşırsanız bu büyüleyici konuyu birlikte tartışabiliriz!